Öfkemizi Kontrol Edebilir Miyiz ?

Yazan Fatih Tarih 30 Kasım 2012 Cuma 0 yorum
Öfkeyi kontrol etme

Öfke, hafif bir rahatsızlıktan, şiddetli kızgınlık ve hiddete kadar dönüşebilen bir duygudur. Öfkelenmek, bu duygunun ifade buluş tarzıdır. 

Psikolog Neşe Coşkun Özyavru, "Günlük yaşamda öfkeyi kontrol etmek yerine öfkenin sizi kontrol ettiğini düşünüyorsanız psikologdan yardım alın" diyor ve öfke kontrolüyle ilgili bilgiler veriyor...

Saldırganca davranışlar, kaynağını insan doğasından aldığı için önüne geçilemeyecek olgular gibi gözükür. Öfke ve saldırganlığın insanın doğasının bir parçası olarak kabul edilmesi bu davranışların önüne geçilmesini de engeller. Oysa şiddet insanların genlerinde mevcut değildir. Öfkemizi gösterme şeklimiz ve saldırganca davranışlar öğrenme yoluyla insandan insana aktarılır.

Öfke, her insanın yaşayabileceği doğal bir duygudur. Öfke duygusunun yaşamımızda sorun haline dönüşmesi, öfkemizin ifade ediliş tarzıyla ilgilidir. Öfke, çoğunlukla saldırgan bir davranışla ifade edilir. Örneğin, fiziksel olarak birine vurma ya da sözel olarak birini aşağılama.

Bunun yanı sıra pasif saldırganlık olarak tanımlanan ve aktivite içermemesine rağmen zarar verme niyeti taşıyan hareketsizlik durumuyla da öfke ifade edilebilir. Örneğin; başkalarını rahatsız etmek amacı ile somurtma, işleri ağırdan alma, kasıtlı beceriksizlik, kasıtlı erteleme, sorumluluk almaktan kaçınma ve unutma gibi.

Oysa öfke duygusunu bir işaret olarak değerlendirip doğru yorumlarsak, öfkemizi kontrol edememekten kaynaklanan problemlerin oluşmasını da önleyebiliriz.

Bir insanın öfke kontrolü sorunu yaşadığı nasıl anlaşılır?
Öfkelendiğimizde çoğunlukla kendimizi kontrolsüz hissederiz.
Öfkelendiğimizde istemediğimiz davranışlarda bulunabiliriz ya da istemediğimiz sözler söyleyebiliriz.
Öfkelendiğimizde gösterdiğimiz tepkiler insanlarla olan ilişkilerimize zarar verebilir.
Öfkelendiğimizde dikkat ve konsantrasyon problemleri yaşarız.
Öfkeli davranışlarımızın yasal bedelleri ile karşılaşabiliriz.
Sakinleşmek için alkol ve madde gibi kötü alışkanlıklar edinebiliriz.

Öfkeyi tamamen kontrol altına almak mümkün mü? 
Öfkeyi kontrol altına almak derken, amacımız öfkeyi tamamen yok etmek değil aslında. Hedeflenen, öfkeyi kişinin normal ve sağlıklı sınırlarda duyumsaması ve buna bağlı davranışlarının da kişinin kontrolünde olması durumudur. Günlük yaşam içersinde öfkeyi kontrol etmek yerine öfkenin bizi kontrol ettiğini düşünüyorsak bu konuyla ilgili olarak mutlaka uzman bir psikologa danışmamız gerekmektedir. Unutulmaması gereken nokta şudur; öfkeyi yok edemeyiz, ancak tepkilerimizi kontrol ederek onların bizi mutsuz etmesini önleyebiliriz.
DEVAMINI OKU>>>

Koca Pişirme Tarifi

Yazan Fatih Tarih 28 Kasım 2012 Çarşamba 0 yorum

Koca Pişirme Tarifi
Kocaların çoğu pişirilme sürecinde "yanlış işlem" gördüklerinden yumuşaklıklarını ve iyi niteliklerini kaybederek bozulurlar. Gerçek odur ki, bazı kadınlar onları sıcak suda haşlayarak, bazıları ilgisizlikleriyle dondurarak, bazılarıda basıp, ezip turşusunu kurarak ve yine kimileri de savurganca harcayarak bozulmalarına neden olurlar.
Özenilerek hazırlanan her kocanın iyi ve yumuşak olacağı söylenemez. Ancak iyi pişirilenin gerçekten tadına doyum olmaz. Koca şeçiminde ne lüferin alımındaki gümüş pırıltısı, ne barbunyanın altın yaldız görünümü geçerlidir. Bunun içın çarşı pazar dolaşmaya da gerek yoktur. Genellikle en iyileri kapınızın önüne gelenlerdir.
Beğeninin kişisel olduğunu düşünerek koca seçimini yalnızca kendiniz yapınız. Kendiniz sabırla pişiremeyecekseniz almaktan vazgeçiniz.Kocayı pişirmek için en iyisi porselen bir kap ise de, elinizde toprak çanaktan başkası yoksa özenle kullanıldığında aynı işi görebilir.
Kocalar da karides ve istakoz gibi canlı pişirilirler. Bazen pişerken tencerenin dışına taşıp yanabilir yada kenarları sertleşerek kabuk tutabilirler. Onları tencerelerinde tutmak için "görev duygusu" adlı zayıf iplikten çok "huzur" adlı sağlam sicimle sıkı sıkıya bağlanmalıdır.
Sevgi, sıcaklık ve neşeden oluşan sürekli bir ateş yakılır. Kişiliğinde uygun bir ısıya ayarlanarak ateşe oturtulur. Köpürerek taşması halinde kaygılanılmamalıdır. Pek çoğu iyice pişinceye kadar sık sık köpürebilir.
Özellikle sirke ve karabiber yerine tatıcıların "öpücük" adı altında sattıkları şekerden biraz konulabilir. Tadına bakarken hoşgörü, iyimserlik ve neşe benzeri baharattan birer tutam katmanız önerilir.
Ancak bunlar diğer baharatlar gibi azar azar ve dikkatlice kullanılmalıdır. Yumuşaklığını kontrol ederken sertleşmesinden kaçınılmalıdır. Fazla yayılmasını ve kabın dibine oturarak işe yaramaz hale gelmesini önlemek için arada bir hafifçe karıştırılmalıdır. Kıvama geldiğini anlamamak olanaksızdır.
Böyle pişirildiği zaman size çok uygun ve sindirilmesi kolay olacaktır. Dikkatsizlik nedeniyle ev ateşini soğutmazsanız, bozulmadan istediğiniz süre dayanır. Bu yolda hazırlanmış "koca" mutlu bir ömür boyunca tadını korur!
Afiyet Olsun....
DEVAMINI OKU>>>

Mizah Nedir ? Ne Anlama Gelir ?

Yazan Fatih Tarih 0 yorum
Mizah Nedir?

- Mizah, küfrün daha eğitimli halidir. Biraz daha rasyoneldir, vallahi biraz daha aristokrattır.
- Mizah, kötü gidişe karşı elden bir şey gelmediğinde, çaresizlik içinde başvurulacak dert yanma ve biraz da kendini kandırma aracıdır.
- Birçok şey kabuğu ile birlikte gelir. İnsanların da kabuğu olur. Kimi kabuğunu kırmak, kimi de kabuğunu güçlendirmek için çabalar. Mizahınsa, acı gerçeklerin kabuğunu kırma gibi bir yönü de var. Sanki. Bilmem; belki. Kim ispat edebilir ki aksini?
- Mizah, gerçekleri ağlayarak karşılamaktansa, gülerek göğüslemektir. Bazen acı acı, bazen manyak manyak gülmek.
- Mizah, bir ruh halidir. Kendisiyle kavgalı kişinin komik bulmadığı bir mizahı, içindeki dogmalardan kurtulmuş biri komik bulabilir. Di mi kııız?
- Mizah, zeka ile ilgili bir şeydir (hadi ya! boncuk buldum sanki). Hayat parçalarının komiklik barındırdığını görebilmek, anlayabilmek, olaylar arasındaki komik ilişkileri/çelişkileri tespit edebilmek belirli seviyede IQ gerektirir. Mesela kafası çalışmayan mizahçıya rastlamadım. Ama “kafa çalışıyor da ne oluyor, sonuca etkisi nedir?” derseniz, sus-pus olurum.
- Mizah bazen rahatlamak için anlamsız şeylere kahkaha atmaktır. Hep politik ve daima zekâ dolu mizah sıkar, boğar. Ya da sıkabilir, boğabilir diyeyim de, uzlaşmacı bir yapım olduğu anlaşılsın.
- Mizah, bıyık altından kahkaha atmak, gülme krizine girmek, gerekirse gülerken altına kaçırmaktır. Nee? Yoksa siz altınıza kaçırmıyor musunuz? O zaman, ben ayarlarımı bi kontrol ettireyim oto sanayide.
- Mizah, kavgada “taş yok mu, taş?” diye aranan taştır aslında…. Siz kavgada taş aramıyor musunuz? Ama mutlaka aradığınız bir şey olmalı? O zaman siz kavgada argüman arıyorsunuz. Kesin canım, argümandır o aradığınız.
- Mizah, güldüren aynadır; gerçeği eğer, büker, yamultur ama gülümsetir sonunda (bu benzetmeyi bir yerden afırmış olabilirim, bilemedim. En azından sanki araklamışım gibi geldi. Biraz sonra polis geliyormuş beni tutuklamaya; “benzetme hırsızlığından sizi tevkif etmek zorundayız” filan diyorlarmış. Ammma mizah olur o zaman ha!).
- Mizah, olaylara bazen k.çınla gülmek, insafsızca eleştirmek, terbiyesizi duvardan duvara halı yapmaktır.
- Mizah, egosu şişiklerin kendilerine gülebilmelerini, kızabilmelerini, kendilerini düzeltebilmelerini sağlayan mucizevi bir ilaçtır (diyerek kandırıyorum sizi).
- Karasıyla, akıyla, absürdüyle mizah bir oyun alanıdır. Benim ironimin karşısında senin yaptığın mallıklar, haksızlıklar, acımasızlıklar ve üçkâğıtlar. Atan bir, karşılayan sıfır tadında.
- Çok uzattım; mizah nedir, ben de bilmiyorum aslında. Bu yazıda onun için bir sürü şey yazmak zorunda kaldım. Bilsem, laap diye tek cümlede anlatabilirdim meramımı. Bilge adamın fazla konuşmaması da ondandır zira (diyerek, haftaya kadar olay yerinden ayrılıyorum. Dikkat ettiyseniz, yazıya “mizah çok güzel bir şeydir” diye başlamadın; hakkımı teslim edersiniz artık).
DEVAMINI OKU>>>

BÜYÜK YAS: Justin Bieber & Selena Gomez Ayrılığı

Yazan Fatih Tarih 26 Kasım 2012 Pazartesi 2 yorum

Bu yazıyı yazmak aslında pek kolay değil hatta bu blogda yazdığım en üzücü yazıcı diyebilirim rahatlıkla. Göz yaşlarım klavyemi sularken bu ayrılık hakkında konuşmaya çalışayım… Justin Bieber adında bir yiğit var idi 9 2 aşında koştu 4 yaşında cirit attı 18 yaşında MTV müzik ödülü aldı diğer yanda ise tüm dünyanın saygı duyduğu ablamız yengemiz dünya ahret bacımız Selena Gomez. Ne oldu da bu muhteşem aşk, derin his son buldu büyü mü yapıldı, nazar mı değdi açıklayın kim yaptı ha kim! Yazının devamında eğer ağlamaktan gözlerim kör olmazsa bu ayrılığın detaylarını bulacaksınız efendim.
JUSTİN BİEBER & SELANA GOMEZ NEDEN AYRILDI?
Bu konuda çeşitli rivayetler vardır kaynaktan kaynağa değişebilmektedir eski osmanlı arşivlerinde bu konu a şeklinde lanse edilmişken maya kitaplarında başka şeyler söylenmiştir. Elbette de bu ayrılığı bulunduğu zamanın koşullarına göre incelemekte fayda var bence nazar değdi Justin Bieber gibi yakışıklı kaslı bastığı yerden ses getiren pala bıyıklı şahin bakışlı yanık sesli bronz tenli kirli sakallı bir delikanlı genç kızlar tarafından sıkça kıskanıldı hatta Justin Beyin Selena Gomez ile ilişkisini çekemeyen kızlar Selena Gomezin evine nitrojen bombası atmaya çalışırken yakalandı hatta bu arkadaşlara “hadi Justin’e kızdın Amerika Kıtası’nın ne suçu var” dendi.
Bu konuda beni üzen bir diğer nokta ise medyanın tepkisiz kalması insan logosuna siyah kurdale takar göz yaşı koyar bunları illa benim mi hatırlatmam gerek. Medyada bağlılık ölmüş dostlar, sorarım yabancı basın mensuplarına kaçınız haber yapmak fotoğraf çekmek için peşinde koştuğunuz Justin’e bir şişe soda veya süt alıp “ağlama be bieber sen yakışıklı adamsın sana kız mı yok” dediniz kaçınız Justin’e “boş ver kanka gel pes atalım” dediniz. Hadi onu geçtim insan bir Disneyland’a davet eder adam kafasını dağıtsın diye.
                                JUSTİN BİEBER NE YAPIYOR?
Justin Bieber abimiz bu durumdan etkilenmiş ve kendini Batsın Bu Dünya adlı türkümüze vermiş onun da üzülmeye hakkı var elbette tabii Justin ayrılırken dahi bu üzünçlü durumunda bile çakallığı elden bırakmıyor ne yapıyor ;
Ezdirmem sana kendimi. Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme. Kafama Sıkar giderim.
Ezdirmem sana kendimi. Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme .Kafama Sıkar giderim.
Justin bu sözleri ingilizceye çeviriyor ve Selena Bacıya yolluyor güya şiir yazmış abimiz. Ah be Justin Abi sen bu sözleri gerçekten yazmış ya da yazabilecek durumda olsan şu an ben bu yazıyı yazmıyor olurdum.
DEVAMINI OKU>>>